14 Şubat 2011 Pazartesi

Her Sevdadan Geriye Kalan Sadece GALATASARAY!


Aylar öncesinde Antalyaspor’un Süper Lige çıkmasıyla beraber konuşmaya başlamıştık. Kafamızda birkaç şey vardı. Meşaleler, sopalılar, konfetiler ve birçok şeyi yapmıştık zaten. Daha fazlasını tribün genelinde Antalya da yapılmayanı yapmayı hedefliyorduk. Sezonun 2. yarısının başlamasıyla beraber bizim içinde koşturmaca yavaştan başlamıştı. Ama oturup netlemek gerekiyordu.

Maçtan yaklaşık 2 hafta önce…
Toplandık ve ne yapabiliriz, ne kullanabiliriz hakkında biraz lafladık. Malumdur böyle konular bira takviyesi ve dost muhabbeti olmadığı zaman pek sağlıklı sonuçlar vermez.

Maçın 14 Şubat’ta oynanacak olması yapacağımız koreografiyi de anlamlı kılacaktı. Kullanılacak malzemelerin maliyetleri ve özelliklerini netledikten sonra materyal olarak tribün genelinde jelatin kullanılmasına karar verdik. Ve pankartla da destekleyip Antalya ATATÜRK’te deplasman olarak bir ilki daha yapacaktık.
Ve alınan kararla biralar bunun şerefine yudumlanırken artık işin şekillenmesiyle beraber rahatlık ve anlamlı bir heyecan vardı.

Birkaç gün içinde jelatinlerin siparişleri verildi. Sonrada boyasıdır, fırçasıdır, kumaşıdır alındıktan sonra artık pankart yapımı için hazırdık. 20 metrelik bir pankarttı bizi anlatacak ve koreografiyi destekleyecek olan.


Pankart için ilk buluşma 1.gün…


Bir Avm’nin otoparkında toplandık. Gece yarısına yakın. İlk gün için kumaşa sarı astar atılacaktı ve ondan rahattık. Biraz içip muhabbet ettikten sonra sabaha karşı boyama işlemi bitti. Asıl kurutma faslı can sıkıcıydı. Ve pes edip yere serilen bezin korumasını beklerken baya bir soğuk yedik. Arada bir de 20 metre pankartın uçlarından tutup rüzgara meydan okuduk uçuşan kumaşla.
Biraz ısınalım ve oturalım diye Avm’nin yanında dizilmiş ATM’lerin arasında devam edelim dedik. Bu seferde devriyedeki polis rahat vermedi. Sabaha karşı kuruyan pankartımızı toplayıp ertesi gün kaldığımız yerden diyerek dağıldık.


2.gün

Yine aynı saatlerde aynı yerdeyiz. Sarı istediğimiz tonda… 20 metre sarı, kırmızıyı bekliyor… Otoparkın yanında ki Site güvenliği de muhabbetimize dahil oldu. Ayak üstü aramızda geçen konuşmada söylediği ‘taraftarlık bu galiba ya, herkes bunun için uğraşmaz bu saatte bu soğukta ve burada!!!’. Bizi özetliyor ve soğukta biraz daha motive ediyordu. Bir yandan konuşup bir yandan da şablonları hazırlarken hafiften yağmur tüm hesapları alt üst etti. Kapalı bir yere geçmemiz ve o gece en azından fontları yerleştirmemiz şarttı. Aklımıza ilk gelen yer yakınlardaki kapalı pazar. Yaklaşık yarım saat yürüyüp kapalı semt pazarına ulaştık. İşin kötüsü de başlayıp da bizi yerimizden eden ve yağmayan yağmur! Işık problemimiz olsa da Kaldığımız yerden devam ederken ziyareti eksik olmayan devriyeyle yapılan 1-2 muhabbet fenerli amirin gereksiz esprileri derken saat baya ilerlemişti. Pankartta fontları yerleştirdikten sonra evlere dağıldık ve akşamında tekrar kaldığımız yerden devam…


3.gün

Günlük ortalama 3 saatlik uyku, ardından akşama kadar süren ders trafiği derken tekrar Avm otoparkında toplandık. Günlerin yorgunluğu hafiften bastırmaya başlamıştı. Ve inadına soğuk! Gece, finali başka yerde yapalım dedik. Birkaç yeri dolandıktan sonra ilk başta gitmediğimiz başka bir kapalı ve katlı pazardayız. Boyalar karıştırıldı. Artık sadece pankartı konuşturmak kalmıştı. İlk fırça darbelerinden sonra başladık. Yaklaşık 4-5 saat süren boyamadan sonra pankart sarı üzerine kırmızıyla boyanmıştı. Artık hazırdı.

3 günde toplam 12 saat uyku, günlerin yorgunluğu, çilesi... Ama pankartın bittiğini görmek, insana ‘bu her şeye değer.’ dedirten cinsten. Ve artık kurumaması için muhabbeti uzattıkta uzattık. Pankartımız hazır!

’HER SEVDADAN GERİYE KALAN SADECE GALATASARAY’
tribündeki yerini bekliyor.


Maç günü…

Maçtan bir gün önce takımın Antalya’ya gelmesiyle beraber başlayan ve dinmeyen yağmur devam ederken sabah 7 gibi hala bizi düşündürmekteydi. Pankart ıslanacak, akacak, millet jelatinleri ıslanmamak uğruna başının üstünde tutacak gibi onlarca düşünce… Ama saat 9’da yağmurdan eser yoktu. Hava açılmıştı. Artık maç saatini bekliyorduk. Maçın gündüz maçı olması da pek alışmak istemediğimiz bir durumdu…
Günlerin yorgunluğu iyice çökmüştü üzerimize. Bahardan kalma bir gün yaşıyorduk. Tribündeki yerimiz aldık. Hazırdık! Ve aslanlar sahada… İşte o an sarı-kırmızı-sarı 3 blok halinde açılan jelatinler ve tribünün önünde açılan 20 metrelik pankart… Her şey yolunda ve güzeldi… Berbat olan deplasman tribünü mükemmel görünüyordu. O an setin üstünde koreografiyi izlerken aklımdan tek geçen şey bunun paha biçilemez bir şey olmasıydı…




Koreografide emeği bulunan tüm kardeşlerime ve öncelikle PANKART için sabahladığımız kardeşlerim Berk, Doğan, Erdem, İbrahim ve Yücel’e sonsuz teşekkürler… Nice pankartlar dileğiyle…


Serdar OKÇU
ultrAslan AKDENIZ UNI Koord.

ON2SAAT Fanzine #2 - 12nisan09